15 Aralık 2012 Cumartesi

Karıncaların çalışkanığı

Karıncalar İstila Etmiş :)





Karıncalar. 
 Durmadan telaşla oraya buraya koşarlar. 
 Sıralar halinde birbirini izleyerek bir şeyler taşırlar. 
 Yuvalarına götürdükleri her şeyi biriktirirler. 
 Lafonten'in öyküsü ünlüdür. 
 Tutumlu karınca ile çalıp söyleyen ağustosböceğinin öyküsü. 
 Bu öykü pek de gerçekçi değildir ama olsun, ibret verir diye yazılmıştır. 
 Karıncalar çalışkandır, bu doğru. 
 Hep de insanlara örnek gösterilir. 
 Ama karıncalar 'neden durmadan çalıştıklarını' bilmezler. 
 Çalışıp çalışıp da ne olduğunu sormazlar. 
 İçgüdülerinin yönettiği hayvancıklardır onlar. 
 Bilinçleri yoktur. 
 Beslenmek, üremek, korunmak için yaşarlar. 
 Ama onlar bunu bilmez. 
 Doğarlar, çalışırlar ve ölürler. 
 İnsanlar da gitgide onlara benzemeye başladı. 
 İnsanlar da sabahtan akşama kadar çalışmak zorundalar. 
 Para kazanmak, mal edinmek için çalışırlar. 
 Sonra da kendilerini doğadan koparan yaşamları için para harcarlar. 
 Güneş almayan evler yapıp klimalar takarlar. 
 Her şeylerini elektrikle çalıştırırlar. 
 Alanları daraltıp yollar yaparlar. 
 O yollarda gitmek için arabalar alırlar. 
 Hepsini ödemek için de sabahtan akşama kadar çalışırlar. 
 Çalışamazlarsa işsiz kalır, çok üzülürler. 
 Çünkü çalışamayıp para kazanamayana yaşam hakkı vermezler. 
 Giderek karıncalara benziyor insanlar da. 
 Neden çalıştığını bilmeden çalışmak. 
 Kime çalıştığını bilmeden çalışmak. 
 Yaşamının anlamını sormadan yaşamak. 
 Sonra da edindiği mallarla sevinmek. 
 Edindiği mallarla övünmek. 
 Sonra ölünce arkasından miras kavgaları. 
 “O kime kalıyor, bu neden onun oluyor” diye kavgalaşmak. 
 İşte karıncalar bütün bunları bilmiyor. 
 Doğuyorlar, çalışıyorlar, ölüyorlar. 
 Onlar içgüdüleriyle yaşıyorlar diyoruz. 
 Onlara bilinçsiz diyoruz. 
 Ya insanlara ne demeli? 
 Ben hiçbir şey diyemiyorum. 
 Belki siz bir şey dersiniz...

Alıntı: http://www.cayyolu.com.tr/haber/Karincalar-neleri-bilmez/37213


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder